HDP’li Beştaş: Hataylı Hıristiyan vatandaşlarımızı hedef alan birçok yayın devreye girdi
HDP Küme Başkanvekili Meral Danış Beştaş, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘Enkazları kaldıracağız, yaraları saracağız’ sözleriyle ilgili ‘Enkazları kaldırıyoruz’ dediği yerde hala cesetler var. cenazeleri bekler, enkazları yeni yapılacak binaların yeri olarak göremezler.Enkaz sahaları binlerce kişinin kayıp olarak geçeceği olay mahallidir.Bu titizlikle delilleri tespit etmek gerekir.Enkazlar çoktan delil karartması haline geldi. Bu konuda dünyanın dört bir yanından çok sayıda başvuru alıyoruz” dedi.
Bugün TBMM Genel Kurulu’nda gündem dışı konuşma yapan Meral Danış Beştaş, 6 Şubat depremi sonrası yaşanan gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. ANKA’nın haberine göre Beştaş şunları söyledi:
‘HER YERDEN BAŞVURULAR GELİYOR’
“Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün ‘Enkazları kaldıracağız, yaraları saracağız’ şeklinde bir açıklama yaptı. ‘Enkazını kaldırıyoruz’ dediği yerde hala cesetler var. Halk cenazeleri beklerken yıkıntıları yeni yapılacak binalar için alan olarak göremiyor. Enkaz sahaları, binlerce insanın kayıp olarak geçeceği arıza yerleridir. Kanıtların bu titizlikle tespit edilmesi gerekir. Enkazlar şimdiden delil karartmalarına dönüştü. Dünyanın her yerinden çok sayıda başvuru alıyoruz.
Diyarbakır Galeria, Türk toplumunun çok değerli bir kesiminde gündem oldu. 12 kedi kurtarıldı. Orada hukuk büroları var, apartmanlar da var. Avukatların belgelerini almasına bile izin verilmiyor. Belgeler çekleri, faturaları, özel eşyaları, müşterilerin sırlarını içerir. Bu bahiste kolaylık sağlamak kesinlikle gereklidir. Diyarbakır Galeria sadece bir örnek, birçok örnek biliyorum.
‘SÜRTÜNEN DÖKÜNTÜLERİN OLDUĞU ALANLAR ÇOK ÖNEMLİ’
Enkazın döküldüğü alanlar çok değerli. Ekolojik kuruluşların raporlarına göre ise tam tersine Adıyaman merkezde 5 binden fazla bina yıkımı ve enkaz olduğu söyleniyor. Adıyaman’da bu devasa molozların dökülmeye başlandığı yer, Adıyaman Belediyesi’nin ‘Monozlar dökülmesi yasaktır’ tabelasının bulunduğu dere yatağı. Molozların döküldüğü dere yatağındaki su, Antep ve Urfalıların içme suyunun karşılandığı Karakaya Barajı’na karışıyor. Bu da toplum sağlığını önemli ölçüde tehdit etmektedir.
Samandağ’da kuşların göç yolu ve endemik bitkilerin üreme alanı olan Milleyha sulak alanına moloz ve artıkların boşaltıldığı, canlı çeşitliliğinin, insan sağlığının, hava ve suyun varlığının tehlikeye girdiği, Hatay. Tüm ekosistemi zehirleyebilen asbest kimyasalları ve diğer zararlı maddeler havayı, suyu, toprağı ve besin maddelerini etkileyerek olumsuz etkilerini nesiller boyu yaşayacağımız bir duruma dönüştürmektedir. Bunu önlememiz gerekiyor.
“Medyada dolaşan ve Hristiyan soydaşlarımızı hedef alan ÇOK ÇOK YAYIN”
Hatay’da cemevleri ve cami gibi kiliseler de yıkıldı. Asırlık tarihi kiliselerde yok edilen birçok Hristiyan hemşehrimiz maalesef diğer vatandaşlar gibi hayatını kaybetmiştir. Depremden sonra bile ellerindeki imkanlarla aşevleri ve takviye çadırları açtıklarına bizzat şahit oldum. Ancak son günlerde özellikle Hataylı Hristiyanlara karşı Hristiyan vatandaşlarımızı hedef alan ve medyada dolaşan çok sayıda yayın devreye girmiştir. El Kaide ve ÖSO çeteleri dikkate alındığında bu hedefi bir kenara bırakmanın sonuçları çok önemli riskler taşımaktadır.
‘AİLE VE SOSYAL HİZMETLER BAKANLIĞININ TEK İŞİ İDDİALARI RED ETMEK’
Refakatsiz çocukların usulüne aykırı olarak cemaatlere, farklı yerlere verildiği yönünde çok sayıda ihbar geldi. Hatta İsmailağa Cemaati tarafından yönetilen bir kurum olduğu iddia edilmektedir. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın tek görevi bu iddiaları çürütmektir. Bakanlığın inkar etmekten başka ne yaptığını bilmiyoruz. Hatta son ‘Suriyeli çocuklar’ olarak yasallaştırmak istedi. Biz ve tüm çocuk hakları savunucuları bunun takipçisiyiz. Hem Meclisi hem de tüm toplumu bu konuda duyarlı olmaya davet ediyorum.” (HABER MERKEZİ)